
Üsküdar escort dar sokaklarında, geceleri sessizce yürüyen bir genç kadın vardı. Onu tanıyan pek yoktu. Oysa her sabah ilk vapur kalkarken Salacak sahilinde oturur, Kız Kulesi’ne bakarak gözlerini kapatırdı. İsmi Merve’ydi. 21 yaşındaydı. Yaşı gençti ama yaşadıklarıyla ruhu çoktan yorulmuştu.
Merve, Tokat’ın küçük bir köyünden çıkıp gelmişti İstanbul’a. Babası yıllarca hasta yattıktan sonra ölmüş, annesi temizlik işlerinde çalışarak evi geçindirmeye çalışmıştı. Maddi sıkıntılar, okul masrafları, kardeşlerinin bakımı derken Merve 17 yaşında okulu bırakmak zorunda kaldı. Hayalinde İstanbul vardı. Kocaman bir şehir, yeni bir hayat, kendi ayaklarının üzerinde durabileceği bir düzen…
İstanbul’a ilk geldiğinde hayalleriyle birlikte Aksaray’da ucuz bir pansiyona yerleşti. Temizlik, garsonluk, tezgahtarlık… ne iş bulsa yaptı. Ama yetmiyordu. İstanbul büyük ve acımasızdı. Sonunda çaresizlik onu istemediği bir hayata sürükledi: Gece çalışmaya başladı. Müşterileriyle Üsküdar çevresinde buluşuyor, sonra küçük odasına dönüyordu. Ne hayalleri kalmıştı ne de dostları.
Merve’yi en çok yoran şey, insanların ona bakarken hissettirdiği küçümseme ve yok sayılma duygusuydu. Kimse onun neden bu yolu seçtiğini eskort sormamıştı. Kimse onun da bir zamanlar kitap okuduğunu, ressam olma hayalleri kurduğunu, sabahları pencere önünde çay içmeyi sevdiğini bilmiyordu.
Bir gün Salacak sahilinde otururken yanına genç bir kadın geldi. Adı Zeynep’ti. Psikolojik danışmandı. Üsküdar escort kadınlara destek veren bir merkezde çalışıyordu. Merve’ye, “İstersen konuşabiliriz,” dedi. O gün Merve sadece başını salladı ama bir hafta sonra merkeze gitti. Ağladı, konuştu, sustu, dinledi… aylarca. Sonra yeniden ayağa kalktı.
Kadıköy’de bir kafede iş buldu. Kurslara gitti, meslek öğrendi. Sokaklardan uzaklaştı. Şimdi sabahları yine Salacak sahiline gidiyor ama bu kez gözleri dolu değil, umutla bakıyor Kız Kulesi’ne. Artık bir gölge değil; var olduğunu, değerli olduğunu, kendi kaderini yeniden yazabileceğini biliyor.
Bir yanıt yazın