Aysel 31 yaşındaydı. Üsküdar escort sokaklarında yürürken başını hep hafifçe öne eğik tutardı. İnsanlarla göz göze gelmekten çekinir, yürürken adımlarını sayardı. Kimse bilmezdi ama Aysel yıllardır hem kendisinden hem hayattan kaçıyordu.
Memleketi Giresun’dan İstanbul’a dört yıl önce gelmişti. Önce ablasının yanına sığınmış, sonra bir evin temizlik işlerini yaparak geçimini sağlamaya çalışmıştı. Ama asıl savaşı dışarıda değil, içindeydi. Aysel, genç yaşta zorla evlendirilmiş, yıllarca eşinin baskısı ve ailesinin suskunluğu oral arasında sıkışıp kalmıştı. İstanbul’a gelişini özgürlük sanmıştı ama özgürlük, sadece şehir değiştirmekle gelmiyordu.
Üsküdar onun için yeni bir başlangıçtı ama aynı zamanda geçmişin gölgesiydi. Sahile indiği her akşam, Kız Kulesi’ne dalıp dalıp gidiyor, bazen ağlıyor, bazen sadece susuyordu. Ne anlatacak bir dostu ne de sırtını yaslayacak bir ailesi kalmıştı.
Bir sabah, Valide-i Atik Camii’nin yanından geçerken belediyeye ait kadın danışma merkezinin afişini gördü. Günlerce düşündü, sonunda içindeki milf sesi dinleyip adım attı. Hayatında ilk defa biri ona “Senin ne istediğini merak ediyorum” dediğinde gözleri dolmuştu. O günden sonra Aysel değişmeye başladı.
Psikolojik destek aldı, ardından aşçılık kursuna katıldı. Yemek yapmayı seviyordu, mutfakta kendini güvende hissediyordu. Kurstan sonra Üsküdar’da küçük bir esnaf lokantasında işe başladı. Sabahları erkenden kalkıyor, Karacaahmet mezarlığının yanından geçerek işe gidiyordu. Sessizliği, geçmişle vedalaşmak gibi geliyordu ona.
Bir gün not defterine şunu yazdı:
“Ben Aysel. Bir zamanlar sadece hayatta kalıyordum. Şimdi yaşamaya başladım. Üsküdar escort benim sessiz devrimim oldu.”
Artık sahilde yürürken gözleri dolmuyor, gülümsüyordu. Belki hâlâ yalnızdı ama umutsuz değildi. Çünkü ilk defa kendi hayatını kendi elleriyle kurmaya başlamıştı.
Bir yanıt yazın