
Derya, sabahın serinliğinde Üsküdar sahilinde yürüyordu. Güneş henüz Boğaz’ın üstüne tam doğmamış, sular gri bir tül gibi kıyıya serilmişti. Kız Kulesi, sisin içinde silik bir hayal gibi görünüyordu. Derya ellerini montunun cebine soktu. Soğuğu hissediyordu ama alışmıştı. Üşümek, onun için artık sadece bir bedensel duygu değil, bir ruh haline dönüşmüştü.
25 yaşındaydı Derya. Hayat ona pek nazik davranmamıştı. Samsun’un kenar milf mahallerinden birinde büyümüş, ailesinin geçim sıkıntıları arasında arada kaybolmuş bir çocuktu. Lise biter bitmez, kimseye haber vermeden İstanbul’a geldi. Hayali, özgür bir yaşam kurmak, kendi ayakları üzerinde durmaktı. Ama İstanbul, hayalini yuttu.
İlk zamanlar Kadıköy’de bir kafede çalıştı. Sonra işten çıkarıldı, bir süre evsiz kaldı. Üsküdar escort geçip, Selimiye’de bir bodrum katına taşındı. Kirası ucuzdu ama karanlık ve rutubet içindeydi. Bir gece, çaresizliğin dibindeyken tanımadığı bir kadınla tanıştı. Kadın “sadece bu gece” diyerek ona sıcak bir yer ve biraz para sundu. Derya, başka seçeneği olmadığını düşünerek kabul etti.
O “sadece bir gece” yıllara dönüştü. Derya, istemediği bir hayatın içinde, kendi varlığını seks her geçen gün biraz daha kaybederek yaşıyordu. Geceleri sokaklarda, sabahları gözlerinde dolmayan uykuyla sahil banklarında… Kız Kulesi’ne her baktığında, içinde bir şey sızlıyordu. “Ben bu değilim,” diyordu. “Bu hayat benim olamaz.”
Bir sabah, Mihrimah Sultan Camii’nin avlusunda, bir el ilanı buldu:
“Kadınlar için destek hattı – Yalnız değilsiniz.”
Derya, o küçük kâğıdı cebine koydu. Günlerce bakıp durdu. Sonunda cesaretini topladı, aradı. Telefondaki ses sıcak ve sakindi. “Gel, seni dinleyelim,” dedi.
O günden sonra her şey yavaş yavaş değişti. Derya bir kadın dayanışma merkezine yerleştirildi. Psikolojik destek aldı, meslek eğitimi kursuna başladı. Kısa süre sonra Üsküdar escort bir kuaför salonunda çalışmaya başladı. İlk maaşını aldığında ağladı.
Bir yanıt yazın