
Kartal escort soğuk rüzgârı, kış akşamlarının kasvetini daha da ağırlaştırıyordu. Yüksek binaların arasına sıkışmış dar sokaklarda adımlarını aceleyle atan genç kadın, her gece olduğu gibi kendini kaybolmuş hissediyordu. Adı Derya’ydı. Yirmi dört yaşındaydı ama yüreğinde taşıdığı yük, yaşını çoktan aşmıştı. Hayat, ona hiç kolay davranmamıştı; o da hayatta kalabilmek için istemediği bir hayatın içinde sürüklenmişti.
Derya, Kartal escort bir kenar mahallesindeki küçük bir odada yaşıyordu. Geceleri dışarı çıkar, sabaha karşı dönerdi. Ne komşuları onunla konuşurdu, ne de o kendini anlatma ihtiyacı hissederdi. İnsanların gözlerinde gördüğü yargıyı bildikçe, sessizliği tercih etmişti. Zaten kimse onu gerçekten tanımak istemezdi. Onun hakkında duydukları yetiyordu; oysa gerçekler, söylentilerden çok daha derindi.
Her sabah güneş doğmadan önce sahile inerdi. Kartal vip escort sahil yolunun dalga sesleri, onun için dünyadaki tek sakin yerdi. Dalgalar kıyıya vurdukça içinden geçirdiği tek cümle şuydu: “Belki bir gün…”
Belki bir gün bu hayattan kurtulacak, belki bir gün yeniden nefes alabilecek, belki bir gün artık kimse onu tanımlamayacaktı.
Sahilde oturduğu bir sabah, bankın yanında çay satan yaşlı bir adamla sohbet etmeye başladı. Adamın adı Rasim’di. Derya’nın yüzündeki yorgunluğu kondom fark edenlerden biriydi ama onun hakkında dedikodu yapanlardan değildi. Rasim amca, sadece bir insanın başka bir insana bakması gerektiği gibi bakıyordu: Ne acıyla, ne yargıyla… Sadece anlayışla.
“Evladım,” dedi bir gün. “Bazı yollar karanlık olabilir ama karanlıkta yürüyen de ışığa ulaşabilir.”
Bu cümle Derya’nın zihnine sert seven mıh gibi çakıldı. Yıllardır kimse ona böyle bir cümle söylememişti. Kendisini değersiz hisseden genç kadın için bu söz, küçücük bir umut kıvılcımı oldu.
Bir yanıt yazın